Merhabalar sevgili spor severler,
Öncelikle spor kulübümüzün internet sayfasına hoş geldiniz.
Benim hayatım boyunca inandığım ve doğruluğuna emin olduğum bir felsefe var. “Mükemmel olmak, mükemmel çalışmakla olur”. Evet bu felsefeye çok inanıyorum. Elbette ki herkesin kendine göre doğruları vardır. Herkesin bildiği, görüp geçirdiği bir şeyler vardır. Herkesin olduğuna inandığı, ya da inanmak istediği bir şeyler vardır. Bunların hepsi doğrudur. Fakat ben mükemmel olmanın mükemmel çalışmaktan geçtiğine inanıyorum.
İşte Avcılar Tanyıldızı Spor Kulübü’nün temeli bu inanç üzerine kurulmuştur. Mükemmel olmak, çocuklarımıza hak ettikleri değeri vermekle olur. Her çocuğun hakkettiği değerler, İşini bilen profesyonel antrenörler, karşılıklı sevgi ve saygı, takım ruhu, düzgün plan ve program, düzgün çalışma ortamı, takım içi demokrasi, ahlaklı ve centilmen antrenör ve eğiticiler, disiplinli ve doğru çalışmadır. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde çocukların çalışacağı mükemmel bir ortam ortaya çıkıyor zaten. Mükemmel Çalışma da tatbiki mükemmel ortamda oluyor.
Kulübümüz, yukarıdaki çalışma felsefelerini kendine amaç edinerek Eylül 2007 yılında Avcılar ve çevresindeki gençlere hizmet etmek amacıyla Basketbol ve Masa Tenisi Branşında kurulmuştur. Kurulma aşamasından sonra çalışmalarına başlayan kulübümüzün sporcu sayısı her geçen gün artmakta ve bugün Basketbol ve Voleybol branşlarında 300 den fazla lisanslı sporcusu ile güçlü bir kulüp olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Spor kulübümüzün diğer bir özelliği de her zaman kendi yetiştirdiği sporcularla müsabakalara katılmasıdır. Bu zor ama doğru bir süreçtir. Bazen etrafımızda görüyoruz yeni yeni spor kulüpleri kuruluyor. Kurulur kurulmaz hemen diğer kulüplerin oyuncularına göz dikiliyor ve onların iyi oyuncularının kafalarını karıştırarak kendi takımlarına çekme çabalarına giriliyor. Ya da üst düzey takımlardan iyi oyuncuları alarak maçlara çıkılıyor. Bence voleybol yada basketbol hiç fark etmez, bir altyapı kulübünü en son tercih edeceği yöntem bu olmalıdır. Aslında yapılması gereken tam tersidir. Çocukları yetiştirerek onların önünü açmalı ve iyi yerlere gitmelerine yardımcı olunmalıdır. Bizim ana hedeflerimiz arasında her zaman bu yöntem vardır. Başarıyı kendi yetiştirdiğiniz oyuncularla yakalayabiliyorsanız doğru yoldasınız demektir. Diğer bir yöntem de bilinçsiz bir şekilde spor okulculuğu yapmaktır. Bu yolu özellikle beden eğitimi öğretmenleri çok tercih ediyor. Spor okulculuğu mantığı önce para kazanmaya endexli olduğu için yanlış ilerleme yolunda. Hâlbuki ana amaç çocuklara düzgün eğitim vererek onları hayata hazırlama, onları eğlendirme, onlara disiplin ve kurallar içinde yaşamayı öğretirken ilgilendiği sporu öğretme olmalıdır. Ben her zaman yaptığınız bir işin kaliteli olmasından yanayım.
Kaliteli iş yapmak o işi usulüne uygun, doğru yapmakla olur. Spor okullarında da eğitim ve öğretim son derece kaliteli olmalıdır. Antrenörlük belgesi olan ve dalında uzmanlaşmış antrenörler tarafından eğitim verilmelidir. Ben birçok yerde üzülerek görüyorum, karşılaşıyorum. Hiçbir belgesi olmayan daha önce hasbelkader basketbol yada voleybol topunu bir şekilde eline almış kişiler eğitim vermeye çalışıyor. Hiçbir belge ve antrenörlük bilgileri yok. Düşünün bunlar bilmedikleri bir sporun inceliklerini çocuklara nasıl öğretebilir. Veliler de işi tam bilmedikleri için bunu fark edemiyorlar ve eğitim kör topal ilerliyor. Bazı öğretmenlerimiz de spor okulu yapacağım diye bazen hiç alakası olmayan şeyler öğretip çocuğa yanlış bilgiler verebiliyorlar. Ders ve not kozunu kullanarak kurslar açabiliyorlar. Anlamadıkları bir spor dalında branşı olmadığı halde, bilgili olmadıkları konularda çocuklara ücret karşılığı kurslar düzenleyebiliyorlar. Yanlış anlaşılmasın burada öğretmenlerimizin bir şey bilmediğini ima etmiyorum ki benim eşimde beden eğitimi öğretmeni ve aynı zamanda basketbol hakemidir. Benim savunduğum şey her işi bilenin, uzmanının yapmasının gerektiğidir. Spor Okulculuğu mantığının özü ve olması gerekenler aslında çok basit. Ana kural kaliteli eğitim ve çocuğun gelişimi olmalıdır. Spor okulları bir denetim altında olmalı ve her birinin başında en az B klasmanı (4. Kademe) bir antrenör olmalıdır. Belgesi olmayan antrenörlere fazla sorumluluk verilmemeli sadece yardımcı olarak çalışmalarına izin verilmelidir. Çocuklarımızın kişisel ve becerisel gelişimi her şeyden önce tutulmalıdır, Daha öncede belirttiğim gibi işin ticari boyutu her zaman ikinci plana itilmediği sürece spor okulculuğu mantığı hiç ilerlemez. Öğreticilik, öğretmenlik peygamberlik mesleğidir demişti bir öğretmenim, Çok doğru çok kutsal bir meslek ana amaç öğretmek olmalı öğreterek yetenekli çocukları ortaya çıkarmak olmalıdır. Çok çalışma, disiplin ve azimle başarı zaten gelir. Tabii ki yetenekte çok önemlidir. Yetenekli çocukların yetenekleri ile birlikte diğer unsurları onlara vermek çocukların ufkunun açılmasına yardımcı olur.
Evet, yukarıda yazdıklarım bizim kulübümüzün çalışma prensipleridir aynı zamanda. Kulübümüzde belge ve bilgisi olmayan antrenörlerin çalışamaz. Çalışmalarımız işini bilen uzman antrenörler nezaretinde yapılmaktadır.
Deneyimli bir antrenör olarak deneyimlerimi ve spor camiasında gördüğüm eksikleri burada kısaca paylaşmak ve spor kulübümüzün ana prensiplerini özetleyerek sizi aydınlatmak istedim. Umarım biraz olsun yardımcı olmuşumdur.
Sevgi ve saygıyla kalın.